Basın

PARTİLİLERE ÇAĞRI

Partili kardeşlerim, arkadaşlarım, büyüklerim,

Son seçim hezimetinden sonra partide topyekün bir değişime ihtiyaç vardır. Bunun için en başta genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifa etmesi gerekir. Genel başkanın istifa etmediği bir değişim, değişim sayılmaz. Eğer salt MYK üyelerinin görevden alınması bir değişim olsaydı bugüne kadar her seçim yenilgisinden sonra MYK üyelerinin görevden alınması da bir değişim sayılırdı. Yeniden yapılanma için de genel başkanın istifasına ihtiyaç vardır. Mevcut genel başkan görevde kaldığı sürece genel başkana rağmen ne değişim olur ne de yeniden yapılanma olur. Bu sebeple yeni bir heyecan yeni bir başlangıç ve yeni bir kadrolaşma ve yapılanma için genel başkanın istifa etmesi gerekir. Seçmenin önüne yeni yüzlerle çıkmak gerekir.

Ancak gerçek şu ki, genel başkan kendiliğinden istifa etmiyor. ‘’İstifa et’’ demeden de istifa etmez. Deniz Baykal’da istifa etmezdi. Koltuk sevdası konusunda maalesef birbirlerinden gram farkları yoktur. Deniz Baykal’da başarısızdı, Kılıçdaroğlu ’da başarısızdır. Deniz Baykal hizipçiliği ile partilileri dışlıyordu, Kılıçdaroğlu’da küreselciliği ile partilileri dışlıyor. Deniz Baykal Erdoğan’ın önünü açmıştı Kılıçdaroğlu ‘da devamını sağladı.

Sanıyorlar ki, sen ben bizim oğlan stratejisi ile seçim kazanılır. Seçmenler hangi adaylar gösterilirse gösterilsin oy verirler. Seçmenin kendine dayatılan adaylara oy vermedikleri görüldü. Tarihin en önemli seçimi kaybedildi. Seçim kazanılsaydı Kılıçdaroğlu elbette el üstünde tutulacaktı. Kaybettiği zaman da istifa etmesi gerekir. Ancak halen partiyi ben dizayn edeceğim diyor. Kurultay delegelerini ben tayin edeceğim diyor. Sonrası malum yeniden aday olduktan sonra seçilirse kendini meşru olarak görecek. Hedefi budur. Her koşulda partinin başında kalmak istiyor. Artık gerçekleri lütfen görmeye başlayın.

Kuşkusuz her bir partilinin başarılı olduğu bir alan vardır. Kılıçdaroğlu’nun da başarılı olduğu alan hesap uzmanlığıdır. Ancak Kılıçdaroğlu ne genel başkan olarak ne de Cumhurbaşkanı adayı olarak başarılıdır. Bu durumu anlamak için alim filan olmaya gerek yok. 2010 yılından bu yana seçim sonuçları ortadadır. Salt İstanbul, Ankara ve diğer büyükşehir belediye başkanlıklarının kazanılması büyük bir başarı değildir. Esasen bu belediye başkanlıklarının kazanılmasında seçilen başkanların kimlikleri etkili olmuştur. Özellikle Ankara ve İstanbul belediye başkanlıkları AKP’den de alınan oylarla kazanıldı. Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçiminde AKP seçmeninden oy alınamaz ise seçim kazanılamaz. Kılıçdaroğlu’nun buradaki taktir edilecek yanı, seçim kazanan belediye başkanlarını aday olarak göstermiş olmasıdır. Bu konuda hakkını da teslim etmek lazım. Ancak bu başarı ülke çapında değildir. Kazanılan başarı ülkenin bazı kıyı bölgelerinde bulunan belediyelere aittir.

Yetki sende partili kardeşim, arkadaşım, büyüğüm. Yetki sizde. Burada duygusallık olmaz. Partiyi iktidara taşıyamayan, seçim kazanma iradesi olmayan genel başkan istifa etmelidir. Partinin önü açılmalıdır. Çünkü parti genel başkanın değil hepimizindir. Ve önemli olan genel başkanın çıkarları değil, partinin çıkarlarıdır. 09.06.2023

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title