NETANYAHU’YU TİCARET YAPTIĞI ÜLKELER AYAKTA TUTUYOR
İsrail ordusunun Gazze’ye yapmakta olduğu saldırılar bütün hızıyla devam ederken ABD ve Avrupalı ülkelerin ses getirmeyen ateşkes çabaları da aynen devam ediyor. İsrail’e ateşkes çağrısı yapan ülkeler arasında Arap ülkeleri de var. Türkiye’de var. Ancak ne yazık ki bugüne kadar İsrail’e yapılan ateşkes çağrılarından hiçbir sonuç alınamadı. Dolayısıyla İsrail Gazze’ye yapmakta olduğu saldırıları bütün şiddetiyle aynen devam ettiriyor. Olan masum Gazze halkına oluyor.
Şurası bir gerçek ki, İsrail ordusunun Gazze saldırısı İsrail’de bir iktidar değişikliği gerçekleşmediği sürece durmayacak. Netanyahu durdurulmadığı sürece bu saldırlar tüm hızıyla devam edecek. Bir ihtimal daha var. O da Birleşmiş Milletler Örgütü’nden bir ateşkes kararının çıkmasıdır. Ancak bugüne kadar Birleşmiş Milletler Örgütünden bu yönde bir karar çıkmadı. ABD ateşkes kararını ve İsrail’in saldırılarının durdurulmasına yönelik tasarıları sürekli veto etti. ABD bir taraftan İsrail’in Gazze’ye yapmakta olduğu saldırıları durdurması gerektiğini söylerken diğer yandan da bu ülkeye silah yardımını kesmeden devam ettiriyor. Hatta ABD Başkanı Biden ramazan ayında 6 haftalık bir ateşkesin olacağını söylemişti. Ancak Biden Müslümanların kutsal ayı olan ramazan ayında bile İsrail’i durduramadı. Çünkü Netanyahu ikinci bir Hitler’dir. Bu sebeple Netanyahu Gazze’de yapmakta olduğu soykırımı iktidardan düşmediği sürece ve Birleşmiş Milletler Örgütünden bir ateşkes kararı çıkmadığı sürece Gazze’ye saldırmaya devam edecektir.
İsrail – Hamas savaşında bir ateşkes sağlanamamasının arkasında birçok etken yatmaktadır. Her şeyden evvel bu savaş her iki devletin vatandaşlarına yönelik bir savaş özelliği taşımasıdır. Hedef salt güvenlik unsurlarından öte vatandaşların da hedef alınmasıdır. Eğer devam etmekte olan savaş her iki tarafın askeri kanadı arasında olmuş olsaydı belki bugüne kadar bir ateşkes sağlanabilirdi. Ancak savaşın her iki tarafın vatandaşlarına da yönelik olması ateşkesin sağlanmasını önlüyor. Özellikle İsrail tarafı Hamas militanlarından çok Gazze halkını hedef alıyor. İsrail’in Gazze halkını hedef almasındaki en büyük etken Filistinlilerin Gazze’den çıkartılmasını sağlamaktır. Esasen Netanyahu bu savaşı Gazze’yi İsrail topraklarına katmak için sürdürüyor. Bu sebeple bu amacına ulaşmadan bir ateşkese yanaşmıyor.
ABD ve Avrupalı ülkeler Filistin topraklarında iki devletli bir çözüm planı ile Arap ülkelerini ikna ettikleri için doğal olarak bu ülkelerde İsrail’e yüksek perdeden tepki göstermiyorlar. Evet, İsrail’i kınıyorlar. İsrail’in yapmakta olduğu saldırıları durdurması gerektiğini söylüyorlar. Ancak İsrail’e gerçek anlamda bir caydırıcı tepki vermiyorlar. Çünkü bir taraftan İsrail ile ticaret devam ederken diğer taraftan bu ülkeye gerçek anlamda tepki verilemez. Bu sebeple ABD ve batılı ülkeler İsrail’in saldırılarını durdurması konusunda ne kadar ciddi iseler Arap ülkeleri de o derece ciddidir.
İsrail – Hamas savaşının dikkat çeken en önemli tarafı bu savaşın her iki tarafın vatandaşının yaşamını kaybetmesine yönelik olmasıdır. Normal şartlarda savaş her iki tarafın askeri kanadı arasında geçmesi gerekiyordu. Ancak Hamas ilk etapta 7 Ekim El Aksa harekatıyla her ne kadar İsrail ordusunu hedef almışsa da ondan çok İsrail vatandaşını da hedef aldı. Esasen ABD ve Avrupalı ülkelerin İsrail’in karşı harekâtını bu sebeple desteklediler. Hamas eğer İsrail vatandaşlarını hedef almamış olsaydı bu derece İsrail saldırılarını desteklemezlerdi. Ancak Hamas’ın İsrail vatandaşlarını hedef alması İsrail’in Gazze’ye yönelik askerî harekâtını desteklemelerine yol açtı. Hamas 7 Ekim El Aksa saldırısında İsrailli vatandaşları hedef almamış olsaydı söz konusu savaş bugün halen devam edemezdi. İsrail Başbakanı Netanyahu bugün Gazze’ye sürdürmekte olduğu askerî harekât için yeterince destek bulamazdı. Esasen Netanyahu’nun Gazze halkına yönelik yapmakta olduğu orantısız bombalı saldırılar ABD ile Avrupalı ülkeler tarafından 7 Ekim El Aksa harekâtı nedeni ile bugüne kadar anlayışla karşılandı. Ancak ABD ile Avrupalı ülkeler de İsrail’in Gazze halkına yönelik saldırıların maksadını aştığı konusunda hemfikirler. Ancak öte taraftan da İsrail’i karşılarına almamak için Netanyahu’yu durdurma konusunda gerekli adımları atmıyorlar. Çünkü İsrail ile ticaret ilişkileri var. Ülkelerinde derin İsrail lobisi var. Dolayısıyla bu lobiyi karşılarına alma cesaretleri yok.
Arap ülkeleri de benzer nedenlerle İsrail’i karşılarına alma cesareti gösteremiyorlar. Türkiye’de İsrail’i karşısına alma cesareti gösteremeyen ülkeler arasındadır. Cumhurbaşkanı Erdoğan defalarca İsrail’i eleştirdi. Netanyahu’yu Hitler’e benzetti. Düzenlenen mitinglerde İsrail’e öfke yağdı. Ancak İsrail ile ticaret ilişkileri kesilmeksizin devam etti. Bu yönde yapılan eleştiriler de görmezden gelindi. Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefetin İsrail ile yapılmakta olan ticareti 31 Mart Yerel Seçimler dolayısıyla kullanmasına rağmen bu konuda herhangi bir adım atmadı. Belli ki, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da İsrail’e karşı Arap ülkeleri gibi açıktan cephe alamıyor. Bu durumda İsrail ile yapılmakta olan ticaretin bu ülkenin Gazze halkına yapmakta olduğu orantısız bombalı saldırılardan daha önemli olduğu anlaşılıyor. Bu şartlar altında Arap ülkelerinin, Türkiye’nin ne de ABD ile Avrupalı ülkelerin İsrail üzerinde caydırıcı bir etkileri olmadığı anlaşılıyor. Gazze halkına yönelik yapılmakta olan bombalı saldırıların durması bir nevi Netanyahu’nun keyfine kalmış görünüyor.
Öte yandan İsrail’in şu an Gazze’ye yönelik yapmakta olduğu bombalı saldırılar Hamas’a karşı bir harekât değil. Bu saldırılar İsrail – Hamas savaşı da değil. Çünkü ortada Hamas diye bir devlet yok. Filistin diye bir devlet var ama halen Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından resmen tanınmıyor. Esasen savaş Filistin Yönetiminin elinde bulunan topraklarda da değil. İsrail saldırılarını Hamas’ın Filistin yönetiminden ele geçirdiği Gazze’de sürdürüyor. Ve bu savaş Gazze halkını yok etmek veya bu halkı Gazze’den çıkarmak anlamına geliyor. Bu bölgede yaşayan Filistin halkı Gazze’yi terk etmediği sürece Netanyahu saldırılara devam edecek. Gazze halkını katletmeye devam edecek. Dolayısıyla bu savaş Netanyahu açısından Gazze’de yaşayan Filistinli halkı yok edilene kadar devam edecek. Bu durumda bu savaşın gidişatı ile ilgili iki seçenek var. Ya Netanyahu iktidardan düşecek veya Birleşmiş Milletler Örgütü tarafından ateşkes sağlanmak sureti ile sular durulabilecek, ya da Gazze halkı Netanyahu’nun elinde yok olup gidecek. Dolayısıyla devam etmekte olan bu saldırılar Filistin halkına yapılmakta olan bir soykırımdır.
İsrail bugün Uluslararası Adalet Divanında Gazze halkına yapmakta olduğu soykırım nedeni ile yargılanıyor. Netanyahu’yu bu yargılanma süreci dahi etkilemiyor. Buradan Netanyahu’nun Yahudi lobilerine güvendiği ortaya çıkıyor. Dolayısıyla mahkemeyi dikkate bile almıyor. Bugün İsrail’in Gazze halkına yapmakta olduğu soykırımı bir başka ülke yapmış olsaydı şimdiye değin çoktan durdurulurdu. Birleşmiş Milletler nezdinde ateşkes kararları alınırdı. Soykırım yapan ülkeye ağır yaptırım kararları alınırdı. Tüm dünya ülkeleri tarafından kınanırdı. ABD geçmişte Irak’a demokrasi götürme vaadi ile bu ülkeyi nasıl talan etmiş ise soykırım yapan bir ülkeyi de aynı şekilde talan ederdi. Esasen İsrail’den başka hiçbir ülke soykırım yapmaya da cesaret edemez. Dünyada soykırım yapabilecek tek bir ülke var. O da İsrail’dir. Ne yazık ki bu ülke hiçbir şekilde durdurulamıyor.
Bugün her şeye rağmen ortada bir gerçek var ki bu gerçek, Netanyahu’nun İsrail’in topraklarını genişletme adına yapmakta olduğu soykırım İsrail’in yanına kar kalmaz. İsrail’in güvenliğini sağlamaya da yetmez. Hitler yaptığı soykırım ile Yahudi halkını nasıl yok edememiş ise Netanyahu’da Gazze’de yapmakta olduğu soykırım ile Filistinlileri yok edemez. Bir gün Birleşmiş Milletler Örgütünce de tanınan bir Filistin Devleti kurulur. İsrail de kurulan Filistin Devletini tanımak zorunda kalır. 19.03.2024
https://www.academia.edu/116424017/NETANYAHUYU_T%C4%B0CARET_YAPTI%C4%9EI_%C3%9CLKELER_AYAKTA_TUTUYOR