FETÖ İLE MÜCADELENİN MİLADI NEDEN 2 ŞUBAT DEĞİL?
TBMM çatısı altında kurulan ve şu an görevini tamamlayan Darbeleri Araştırma Komisyonu Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’na FETÖ ile ilgili bir soru sormuş olmalı ki, Davutoğlu komisyona bu konuda bilgi göndermiş. Davutoğlu komisyona gönderdiği yazıda Fethullah Gülen ile yapmış olduğu görüşme hakkında bilgi vermiş. Konuya girmeden evvel isterseniz Davutoğlu’nun kendi ifadesinden Fethullah Gülen ile hangi şartlarda ve kimin izniyle görüştüğüne bakalım.
‘’Sayın Başbakanımızla yaptığımız bu değerlendirme neticesinde ve talimatı doğrultusunda, BM Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’de bulunduğum sırada, Gülen’le bir görüşme gerçekleştirdim. Gülen ile Eylül 2013’te gerçekleştirdiğim görüşme kişisel bir tercih sonucunda veya bir yakınlık gösterisi mahiyetinde şahsi bir ziyaret olmayıp, Başbakanımız Sayın Erdoğan’ın bilgisi ve izni doğrultusunda, 7 Şubat sonrasında, söz konusu yapı mensuplarının o döneme kadar düşündüğümüz bir sivil topum örgütü olmanın ötesinde, devlet iradesinden bağımsız ve devlet hiyerarşisi dışında bir yapılanma içerisinde olduğu kanaatimizin oluşması üzerine, muhatabına somut mesajları doğrudan iletmek amacına matuftu. Bu görüşmede Sayın Başbakanımızla gerçekleştirdiğimiz istişare çerçevesinde açık bir şekilde gerekli uyarılarda bulundum’’
Yanlış okumadınız. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu 2013 yılında BM Genel Kurulu’na katılmak üzere ABD’de bulunduğu bir sırada Eski Başbakan Erdoğan’ın bilgisi ve talimatı doğrultusunda Fethullah Gülen ile görüştüğünü itiraf ediyor. Anlayacağınız her şey alenen ortada. Erdoğan o dönemde FETÖ ile mücadele miladının 17 / 25 Aralık’tan itibaren başladığını söylemişti. Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ise Fethullah Gülen ile 2013 yılının Eylül ayında görüştüğünü itiraf ediyor. Dolayısıyla Davutoğlu Erdoğan’ın belirlediği tarihten yaklaşık iki ay kadar öncesi Gülen ile görüşmüş oluyor. Bu durumda Davutoğlu ile Erdoğan iki aylık süre ile FETÖ’cü olmaktan kendilerini sıyırmış oluyorlar. Davutoğlu’nun bu tarihten sonra Gülen ile görüşüp görüşmediğini bilemiyorum. Görüşmüş de olabilir, görüşmemiş te olabilir. Elimde bu konu ile ilgili bir kanıt yok. Şimdilik kendi beyanını baz almak durumundayım.
FETÖ, Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarı Hakan Fidan’ı 07.02.2012 tarihinde ifade vermeye çağırmıştı. İşin aslına baktığımız zaman asıl bu tarihin FETÖ ile mücadelenin başlangıç tarihi olması lazım. Çünkü Hakan Fidan ifade vermeye gitmiş olsaydı FETÖ tarafından kesinlikle tutuklanmış olacaktı. Bunu Erdoğan’da biliyordu, dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’de biliyordu. Hatırlarsanız o sıra Başbakan Erdoğan ameliyat masasındaydı. Hakan Fidan ifade vermeye çağrıldığı zaman Erdoğan’a ulaşamayınca Abdullah Gül’ü aradığı, Abdullah Gül’ün ise ‘’ ifadenizi verin, problem çıkmaz’’ dediği ileri sürüldü. Sonrasında durumdan haberdar olan Erdoğan’ın Hakan Fidan’a ‘’ gitme’’ dediği ortaya çıktı. Daha sonra FETÖ’nün Hakan Fidan’ın ifadesini alma konusunda ısrarcı olması üzerine Erdoğan, Hakan Fidan için özel yasa çıkarttı. FETÖ bu duruma rağmen Erdoğan’dan Hakan Fidanı istedi ancak Erdoğan Hakan Fidan’ı ifade vermeye göndermedi. Yani onu korudu. Çünkü Erdoğan çok iyi biliyordu ki, Hakan Fidan ifade vermeye gitmiş olsaydı kesinlikle tutuklanacaktı ve onun üzerinden kendisine gelinecekti.
Şimdi buradan tekrar Fethullah Gülen Terör Örgütü ile mücadelenin miladına gelmek istiyorum. Eğer FETÖ Hakan Fidan’ı 02 Şubatta sorgulamış olsaydı Erdoğan ilk darbeyi o zaman yemiş olacaktı. Bu yüzden Hakan Fidan’ın ifade vermeye çağrılması son derece önemlidir. Dolayısıyla FETÖ ile mücadelenin miladı da 07.02.2012 yılı olması lazımdı. Ancak Davutoğlu’nun bulunduğu itiraftan da anlayacağımız üzere FETÖ ile 2013 yılının Eylül ayında tekrar ortak konularda buluşabilmenin çaresi aranmış. Hal böyle olunca FETÖ ile mücadelenin miladı 2 Şubat 2012 yılı olacak değil elbet.14.01.2017