DÖVİZ TERÖR ÖRGÜTÜ
Gözümüz aydın. Yeni bir terör örgütümüz daha oldu. Hayırlı olsun. Adına da Döviz Terör Örgütü koymuşlar. FETÖ / ABD Terör Örgütü zaten kabak tadı vermeye başlamıştı. At izi de it izine karışmıştı. Hal böyleyken yeni bir terör örgütü bulmak lazımdı. Zaten siyasi ayağına da girilememişti. Neyse ki Döviz Terör Örgütü tam zamanında imdada yetişti. Artık bundan böyle Sayın Cumhurbaşkanımız Döviz Terör Örgütünün mağduru olabilecek. Bundan sonraki konuşmalarını bu terör örgütü üzerinden yapabilecek. Cumhurbaşkanımızın bu terör örgütünün de mağduru olmasının önünde yasal olarak hiçbir engel de yok.
Açıkçası söylemem gerekirse ben bugüne kadar dövizle böylesine bir mücadele yöntemi görmemiştim. Allah Sayın Cumhurbaşkanımızdan razı olsun diyorum. Çok şükür Cumhurbaşkanımız sayesinde dövizle mücadele etme yöntemini de öğrenmiş olduk. Ancak burada merak ettiğim bir konu var. O da bugüne kadar iktidara gelen önceki Başbakan ve Cumhurbaşkanların bu yöntemi neden bilmedikleridir. Hatta bizim dışımızdaki diğer ülkelerin de bu yöntemi neden bilmedikleridir. Eğer cebinizdeki 250 doları bozdurduğunuz zaman dövizler düşecekse biz neden bugüne kadar kur ayarlamalarına yenildik? Eski Başbakanlar neden bu yöneteme başvurmadılar? Eğer bu eski Başbakanlar bu kadar bilgisiz ise nasıl Başbakan olabildiler? Doğrusunu isterseniz ben bu soruların yanıtını çok merak ediyorum.
Şaka bir yana, eğer siz serbest piyasa ekonomisi uyguluyorsanız öyle birkaç dolar bozdurmakla dövizin ateşini söndüremezsiniz. Bu iş üç beş vatandaşın cebindeki doları bozdurmasıyla olmaz. Üç beş vatandaşın bozdurduğu dolar deve de kulak kalır. Eğer bu iş topyekün seferberliğe dönüşmezse ve hükümet ciddi anlamda önlemler almaz ise olan vatandaşın cebindeki üç beş dolara olur. Serbest piyasa ekonomisi devam ettiği müddetçe zaten bu çaba da çözüm olmaz. Eğer döviz piyasalarını dengede tutmak istiyorsanız sağa sola posta koymayı bırakacaksınız. Ülkeden çıkmaya başlayan yabancı yatırımcılara engel olacaksınız. Onların piyasalarda kalmasını sağlayacaksınız. Onları yatırım yapmaya teşvik edeceksiniz. Aslında yabancı yatırımcıları ülkede tutmanız da yetmez. Başka yatırımcıları da ülkeye çekeceksiniz. Yabancı yatırımcılar açısından ülkeyi cazip hale getireceksiniz. Ülkeyi yabancı yatırımcıların eline bırakılmasını ben de istemiyorum ama zamanında serbest piyasa ekonomisine geçmişseniz şimdi yapacağınız başka bir şey de yok. Yabancı yatırımcılara istediğiniz zaman gelin, istemediğiniz zaman gelmeyin de diyemezsiniz. Eğer bu serbest piyasa ekonomisini uyguluyorsanız, yabancı yatırımcıları ülkeye çekmek için elinizden geleni yapacaksınız. Ortada güven ortamı yoksa bu güveni sağlayacaksınız. Demokrasiyi yok etmişseniz onu yeniden keşfedeceksiniz. OHAL uygulamasına derhal son vereceksiniz. Başkanlığı filan bırakıp dört elle ekonomiye sarılacaksınız. Biraz önce de söylediğim gibi döviz piyasalarını üç beş dolar satarak dengeleyemezsiniz.
Döviz piyasaları ile mücadele etmenin bir başka yolu da serbest piyasa ekonomisine son vermekten geçer. Milli ekonomiye dönmekten geçer. Satın alan toplumdan üreten topluma geçmekten geçer. İthalat yapan ülke konumundan ihracat yapan ülke konumuna geçmekten geçer. Çiftçiyi, üreticiyi ve küçük esnafı desteklemekten geçer. Ancak bunun için kararlı olmak gerekir. Döviz piyasaları rahatladığı zaman milli ekonomiye geçmekten vaz geçmemek gerekir. Çünkü bu iş çocuk oyuncağı değildir. Ayrıca bu iş öyle üç beş kişinin altından kalkacağı bir iş de değildir. Bu sorunu bu işin uzmanları ile çözmek gerekir. 06.12.2016