OHAL, BU HAL
Müjde.1,buçuk ay da bitirilmesi düşünülerek çıkarılan OHAL 3 ay daha uzatıldı. Yani şimdiden 6 ay oldu. Gözünüz aydın. Cumhurbaşkanına göre işlerin rayına girmesi belki 12 ay daha sürebilirmiş. Bu durumda OHAL’in 12 ay olması şimdiden kesin gibi. Allah’ın izniyle 12 ay değil, 12 yıl da olabilir. Bu durumun ölçüsü filan da yok. Erdoğan ne zaman bitti derse, OHAL o zaman biter. Anlayacağınız Erdoğan bitti demeden OHAL bitmez.
Dün Anayasa Mahkemesi üyeliklerine seçilen Recai Akyel ile Yusuf Şevki Hakyemez’in ant içme töreni vardı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan bu törende Olağanüstü Hal durumunun hukuksuzluk olmadığını söyledi. Yani Zühtü Arslan bir nevi eleştirilere neden olan OHAL durumunun yasal olduğunu ima etti. Zaten hiç kimse OHAL’in yasa dışı olduğunu söylemiyor ki. Anayasamız zaten OHAL’in gerekli durumlarda ilan edilebileceğini hükme bağlamış. Burada sorun OHAL’in ilan edilip edilmeyeceği değil, 15 Temmuz FETÖ / ABD darbe girişimi sonrası gerekli olup olmadığıdır. OHAL’in ilan edilmeden FETÖ ile mücadele edilip edilmeyeceğidir. Şu sıra FETÖ ile mücadele topyekûn devam ediyor. Bu mücadele 15 Temmuz darbe girişimi sonrası nasıl başlamışsa aynı hızla devam ediyor. Güvenlik birimlerinin FETÖ ile mücadele kapsamında OHAL’e ihtiyaçları da yok. Sonuçta ortada darbe girişiminde bulunan bir terör örgütü var. Güvenlik birimleri de bu anlamda mücadele etmeye devam ediyorlar. Ancak Erdoğan’ın OHAL’e ihtiyacı var.
Şimdi burada yanıtlanması gereken soru FETÖ / ABD darbe girişimi ile ilgili OHAL’e ihtiyaç duyulup duyulmadığıdır. Eğer bu soruşturma sulandırılacaksa, evet OHAL’e ihtiyaç var. Yine bu soruşturma kapsamında yaşın yanında kuruların da yanması isteniyorsa, evet OHAL’e ihtiyaç var. Yine bu soruşturma kapsamında muhalif seslerin susturulması düşünülüyorsa, evet OHAL’e yine ihtiyaç var. FETÖ okulları İmam Hatiplere dönüştürülecekse yine OHAL’e ihtiyaç var. Şehir merkezlerindeki Askeri alanların rant alanlarına dönüştürülmesi planlanıyorsa, evet OHAL’e ihtiyaç var. Genel Kurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasında da OHAL’e ihtiyaç duymuşlardı. Jandarma Genel Komutanlığı ile Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasında da OHAL’e ihtiyaç duymuşlardı. Yine Askeri Hastanelerin Sağlık Bakanlığı’na bağlanmasında da OHAL’e ihtiyaç duymuşlardı.
Belli ki Cumhurbaşkanı Erdoğan OHAL durumunu çok sevdi. OHAL durumu FETÖ ile mücadele kapsamında ihtiyaç duymasa da muhaliflerin sesini kısmak için bire bir ilaç gibi geldi. Bu durum Erdoğan’ın bugüne kadar arayıp ta bulamadığı bir ortamdı. Yani bu OHAL ballı börek oldu. İşte şimdi Erdoğan böyle bir durumu bitirmek istemiyor. Aksine daha devam ettirmek istiyor. Zaten bu yüzden 12 ayda yetmeyebilir diyor. Yani şimdiden OHAL’in 12 ay daha uzatabileceğinin sinyalini veriyor. Yarından sonra da 12 ay da yetmez derse hiç şaşırmayın. Çünkü karşısında maalesef adam gibi muhalefet edecek bir lider yok. Uygulanmakta olan OHAL durumundan dolayı hesap soran bir lider yok. Hal böyle olunca Erdoğan’a OHAL’in tadını çıkarmaktan başka bir şey kalmıyor. Oysaki mecliste gurubu olan siyasi partiler ve sivil toplum örgütleri bir araya gelerek OHAL durumuna hep beraber tepki göstermiş olsaydılar Erdoğan bu kadar rahat olamazdı. Dün Beştepe’ye Kaçak Saray derken darbe girişimi sonrası tıpış ıpış Kaçak Saray’ın yolunu tutmamış olsaydılar Erdoğan bugün bu kadar rahat olmazdı. Yine Yeni Kapı ruhu denen kandırmaca ruha teslim olmamış olsaydılar Erdoğan yine bugün bu kadar rahat olamazdı. Öyle değil mi?
Bugün Erdoğan OHAL durumunun vermiş olduğu rahatlık ile Başkanlık Sistemine doğru yol alıyor. Anayasayı topyekûn değiştirmenin adımlarını atıyor. Toplumu değiştirmekte olduğu rejime adapte ediyor. Velhasıl Erdoğan’ın Laik Türkiye Cumhuriyetinin ruhuna Fatiha okumasına az kaldı. Bu saatten sonra muhalefet partilerinin kurultay delegeleri halen daha Bahçeli ile Kılıçdaroğlu’ndan medet umuyorlarsa başka söyleyecek hiçbir sözüm yok. Zaten söylenecek bir şey de kalmadı.06.10.2016
