BugünMakaleler

CUMHURİYET YAYININI DURDURACAK MI?

sait-balci- ortam dosyası

UĞUR MUMCU’YU VE DEVRİM ŞEHİTLERİNİ UNUTMA!
DENİZ FENERİNİ UNUTTURMA!
SOMA VE ERMENEK MADEN KAZALARINI UNUTMA!
GEZİ PARKI EYLEMLERİNDE KAYBETTİĞİMİZ 6 ŞEHİDİMİZİ UNUTTURMA!
17– 25 ARALIK YOLSUZLUK VE RÜŞVET ÇARKINI UNUTMA!
KAÇAK SARAYI VE MALİYETİNİ UNUTTURMA!
PKK İLE MÜZAKERE MASASINA OTURANLARI UNUTMA!
VE GÜNDEM DEĞİŞTİRMELERİNE ASLA KANMA!

Cumhuriyet Gazetesi Işık Kansu’yu da kovarak yeni bir dönemece girdi. Yakın zamanda Genel Yayın Yönetmeni Utku Çakırözer görevden alınmıştı. Bu gelişmenin üzerine de Yazı İşleri Genel Müdürü Ayşe Yıldırım Başlangıç ile Yayın Koordinatörü Murat sabuncu görevlerinden istifa etmişlerdi. Cumhuriyet şimdi de Işık Kansu’yu kovarak Cumhuriyet’in Gazetesi olmadığını ispatladı. Bu gidişle sanıyorum kısa zamanda gazeteyi de kapatırlar. Sonra da sen sağ, ben selamet görevlerini tamamlamış olurlar.

Peki, Cumhuriyet bugün kimlere emanet? Kimlerin elinde eriyip gidiyor? Yayın çizgisinden neden uzaklaşıyor? Yoksa Cumhuriyet doğru yolda da, biz mi yanlış yoldayız? İkisinden biri. Başka bir seçenek de yok zaten. Öncelikle Cumhuriyeti bu hale getirenleri yazayım da kimin cumhuriyetçi, kimin Cumhuriyet düşmanı olduğunu bilelim. Yoksa içerdeki düşman tespit edilmeden bu sorun çözülmez. Çözüleceğine daha da derinleşir. Sonrasında da kronik hale gelir. Ondan sonra da ayıklayın pirincin taşını.

Cumhuriyet’i yayın çizgisinden uzaklaştıranların başında hiç kuşkusuz Hikmet Çetinkaya geliyor. Doğrusu Hikmet Çetinkaya bu görevini bugüne kadar başarıyla sürdürdü. Tam da bir görev adamıymış doğrusu. Eğer Cumhuriyet okurları Hikmet Çetinkaya’ya destek vermeye devam ederlerse çok yakın zamanda yeni istifalar da gelecek. Gazeteden Cumhuriyetçilerin kovulmasına devam edilecek. Çünkü Hikmet Çetinkaya’nın işi bu. Yazarlıktan çok Cumhuriyet’i nasıl dönüştürebilirim diye uğraş veriyor. Kendisi de dönüştü ya o yüzden. Eğer Hikmet Çetinkaya’nın yazılarını takip ediyorsanız nasıl cemaatleştiğini de biliyor olmalısınız.

İçerdeki Cumhuriyet düşmanı sadece Hikmet Çetinkaya’dan ibaret değil tabi. Örneğin Akın Atalay da var. Akın Atalay, Utku Çakırözer Genel Yayın Yönetmenliğine getirildiği zaman bu çokbilmiş İcra Kurulu Başkanı kendi adını Utku Çakırözer’in önüne yazdırmıştı. Baktılar ki bu durum dikkat çekiyor, hemen bir gün sonra vaziyeti düzeltivermişlerdi. Bu kadar marifetliler yani. Böyle bir ekip Cumhuriyet’in başında olur da, Atatürkçü yazarlar Cumhuriyet’te barınabilirler mi? Barınamazlar tabi. Bu iş öyle birden bire de yapılmaz. Öncelikle öne çıkanlar hedef tahtasına oturtulur. Sonrasında da bir bir Cumhuriyet’ten uzaklaştırılırlar. Çünkü sistem böyle işliyor. Tabi bu arada halen daha yazmakta olanlar bu duruma tepki göstermedikçe bu kıyımlar hiç şüphesiz devam edecek. Peki, ne zamana kadar? Bütün yazarların açılım politikalarından yana tavır almalarına dek diyebilirim. Gülen hareketinden yana tavır almalarına dek diyebilirim. Daha da doğrusu gazetenin Cumhuriyet’in yayın ilkelerinden tamamen kopmasına kadar diyebilirim. Yoksa Cemaat yörüngesine girmiş bir gazetede yazmak kolay mı? Bugün Cumhuriyet Halk Partisini yönetenler hangi zihniyettelerse, Cumhuriyet Gazetesini yönetenlerde aynı zihniyetteler. Bu kadar açık söylüyorum.

Cumhuriyet Gazetesindeki son gelişmeler CHARLİE HEBDO dergisindeki bazı karikatürlerin gazetede yayınlanması ile de çok yakından ilgili. Hatırlarsanız Ceyda Karan gibi yeni yetme bazı yazarlar bu derginin karikatürlerini de köşelerine taşımışlardı. Bu gelişmeler üzerine gazetenin önünde protestolar yapılmıştı. Eğer Cumhuriyet Gazetesine yapılan protestolar Cumhuriyet ilkelerinden yana takındığı tavırdan dolayı yapılmış olsaydı hiç yüreğim yanmazdı. Eskiden Cumhuriyet zaten böylesi durumlarda protesto edilirdi. Ancak şimdi Müslümanların peygamberi ile alay eden bir mizah dergisinin bazı karikatürlerini yayınlamaktan protesto ediliyor. Bu durum düşünce özgürlüğü olarak ta savunulamaz. Cumhuriyet Gazetesi maalesef bugünlerde kendilerinin gazetecilik yaptığını sanan birkaç zavallının yazıları ile çalkalanıyor. Daha ne diyeyim?

Fransa’da yayınlanmakta olan CHARLİE HEBDO adlı mizah dergisi bugünlerde yayınlarını durdurma kararı almışlar. Bence de isabetli bir karar almışlar. Kendilerini bu yüzden tebrik ediyorum. Şimdi ben de CHARLİE HEBDO dergisinden karikatür yayınlama acemiliğini gösteren eski gazetem Cumhuriyetin yayınını durdurma kararı verip vermeyeceğini merak ediyorum. Hani olur da CAHARLİE HEBDO’yu örnek alıp böyle bir karara imza atarlar belki diye düşünüyorum. Haksız mıyım? Cumhuriyet’i bu kafa ile yayınlamaktansa CHARLİE HEBDO gibi yayını durdurmak daha isabetli olur diye düşünüyorum.

Yarın tekrar görüşmek üzere hoşça kalın.03.02.2015

Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Menu Title