İSRAİL’E DE HADDİNİ BİLDİRSENİZE
Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esat’a karşı efelenmek kolaydı. Hadi bakalım şimdi de Filistin’e bomba yağdıran İsrail Başbakan’ı Benyamin Netanyahu’ya da haddini bildirin de görelim. Eskiden olduğu gibi ‘’Van Münit ‘’ devri de geçti artık. Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esat’ın tepesine terörist gruplarla beraber topyekûn çullanmak iyiydi. Hadi bakalım şimdi de müttefiklerinizle beraber İsrail’e de haddini bildirmek için harekete geçin! Suriye’de olduğu gibi sağda solda ne kadar terörist varsa şimdi de onları İsrail’in üzerine salın! İsrail topraklarında ‘’Özgür İsrail ordusu’’nu kurun! Bu ordunun komutasını Dışişleri Bakanımız Ahmet Davutoğlu’na verin! Malatya Kürecik’de İsrail’i korumak için kurulan radar üssünü söküp atın! Şu an görevini tamamlamış olan ABD Dışişleri Bakanı Clinton’ı bölgeye davet edin. Eskiden olduğu gibi yine Birleşmiş Milletlere, NATO’ya İsrail’e müdahale çağrısında bulunun. Bakalım bu sefer arkanızdan gelen giden olacak mı? Ne de olsa Büyük Ortadoğu Projesinin Eş Başkanıyız ya o yüzden yani.
Bunlarla da yetinmeyin, İsrail’e giden uçakları da indiriverin de görelim. Belli mi olur belki İsrail’e giden uçaklar kimyasal silahlar taşıyordur. Belki bu kimyasal silahlar ileride Filistin’e karşı da kullanılabilir. Hem yarın bir gün bu kimyasal silahların yaratacağı akıbeti de önlemiş olursunuz. Bu durumda Birleşmiş Milletler nezdinde bir heyet oluşturularak İsrail’de de kimyasal silah araştırması yapabilirsiniz. Ne dersiniz bunları yapabilir misiniz? Her zaman olduğu gibi ABD yine arkamızda olur mu? Herhalde koskoca ABD, Eş Başkanını kırmaz. ABD, derhal topu tüfeği toplar ve Filistin’i İsrail’den korumanın yoluna bakar değil mi? Büyük Ortadoğu Projesi bitene kadar anca beraber kanca beraberiz değil mi? Zaten sık sık telefonda da görüşülmüyor mu? Zaten Ortadoğu bizden sorulmuyor mu? İsrail’e de El Kaide’yi ve Hizbullah militanlarını gönderemez miyiz? Hatta ve hatta Suriye’de çarpışan birlikleri geçici bir süreliğine İsrail’e yönlendirsek ne kaybederiz? İsrail halledilir halledilmez tekrar Suriye’ye dönülür. Böylece Netanyahu’ya da haddi bildirilmiş olmaz mı?
Bunlarla da yetinmeyip Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden İsrail’e savaş tezkeresi çıkartabilirsiniz. Ne de olsa arkada vagon partisine dönen Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli var. Devlet Bahçeli böyle konularda oldukça duyarlı bir Genel Başkandır. Devlet Bahçeli, muhalefet partisi olup olmadığına bakmadan savaş tezkeresine anında onay verecektir. Milliyetçi Hareket Partisinin tabanı bu konularda farklı düşünüyor ama olsun Bahçeli böyle zamanlarda oldukça duyarlı bir insandır. Hem İsrail’in Filistin’e atmış olduğu füzeler savaş nedeni değil midir?
İşte İsrail’e müdahale etmenin bahaneleri apaçık ortada duruyor. Daha ne olsun. Nasıl olsa Ortadoğu’nun efesi biz değil miyiz? Bölge Ülkeleri zaten bize göre kendilerine çeki düzen vermiyorlar mı? İşte fırsat. Hem böylelikle İsrail’i de ikiye bölebiliriz. Filistin’e yakın olan bölgeyi uçuşa kapalı alan yaparız. İsrail ordusunun geçişine yasak koyduğumuz bölgeye PKK’nın başka bir kolu varsa onları da oraya yerleştiririz. Zaten Büyük Ortadoğu Projesinin amaçlarından biri de bu değil midir? Biz de zaten bu görevi yapmıyor muyuz? İşte görevi tamamlamanın son halkası da budur işte. İlk olarak Irak, sağda solda rahatça dolaşsın diye kırmızı pasaport verdiğimiz Barzani için ikiye bölünmedi mi? Ardından Özgür Suriye Teröristlerince işgale uğrayınca Devlet Başkanı Beşşar Esat, Ülkenin kuzeyini boşaltmadı mı? Boşaltılan bölgeye jet hızıyla PKK’nın diğer bir kolu olan PYD yerleşmedi mi? İleriki günlerde de Yeni Anayasa çalışmalarımızdan da anlaşılacağı üzere Diyarbakır bir merkez olmayacak mı? Zaten biz bu görevi yapmıyor muyuz? Evet, işte aynen öyledir. Büyük Ortadoğu Projesinin amaçları belli değil midir? İşte bu amaçlar doğrultusunda da İsrail’in de ikiye bölünerek PKK’nın bir başka kolu da buraya yerleştirilmelidir. Böylelikle Büyük Ortadoğu Projesi, bölge ülkelerine barışın egemen olması adına katkıda bulunmuş olacaktır.
Bu senaryoya Birleşmiş Milletlerin beş daimi ülkesi onay verir mi bilemiyorum. Çünkü vakti zamanında bu beş daimi Ülkeden birinin Suriye’ye giden uçağını sorgusuz sualsiz yere indirmiştik. Ardından uçak da yapmış olduğumuz incelemelerde kayda değer herhangi bir şey bulamayınca radar parçası bulduk diye geçiştirmiştik. Geçenlerde de Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay, gittiği Rusya’da bir vesile ile özür dilemiş. Özrün kabul görüp görmediği şimdilik pek belli değil. Ama sonuçta yine biz İsrail’e müdahale edebilmek için yine Rusya’nın eline kalmış görünüyoruz. Artık bu aşamada Putin ne der ne demez bilemiyorum. Halen Ortadoğu’nun eş Başkanı olduğumuza göre bu soruna da bir çare buluruz herhalde. Suriye’de olduğu gibi İsrail’de de borumuz öter herhalde.21.11.2012
SAİT BALCI