SOSYALİST ENTERNASYONAL’İN KARARLARI CHP’NİN İLKELERİ İLE ÇELİŞMEKTEDİR
29.03.2012 Tarihinde Sosyalist Enternasyonal’in Arap Baharlarına bakışını yazmıştım. Söz konusu bu yazımda sosyalist Enternasyonal’in, Suriye’de uygulanmakta olan Arap Baharını nasıl desteklediğine değinmiştim. Aynı şekilde Sosyalist Enternasyonalin diğer Arap Baharlarına bakış açısını da değerlendirmiştim. Değerli okurlar, adı Sosyalist Enternasyonal olan bu kuruluş, Amerikan Emperyalizmin destekçisi mi olmalı yoksa Amerikan Emperyalizmin Ortadoğu’yu çıkarları adına talan etmesine mi karşı çıkmalıdır? Tabi ki Amerikan Emperyalizmin sözde barış planları adı altında yayılmacı ve sömürgeci politikasına karşı olmalıdır değil mi? Ama maalesef öyle değil. Bu kuruluşun içinde bugün Suriye politikası yüzünden ABD’ye Birleşmiş Milletler nezdinde geçiş izni vermeyen Rusya ve Çin bile yer almamaktadır. Peki, kimler vardır? Amerika’da varlığı bile belli olmayan Amerika Demokratik Sosyalistleri, Almanya Sosyalist Demokrat Partisi, İsrail İşçi Partisi gibi partiler yer almaktadır. Mevcut bu partiler de ABD’nin kuyruğuna takılmış gidiyorlar. Hani deyim yerindeyse Sosyalist Enternasyonal ABD’nin arka bahçesidir desek yanlış yorum yapmış sayılmayız. O halde Amerikancı bir kuruluştan bölge halklarına bir barış gelmesi mümkün müdür?
1951 yılında Frankfurt am Main’da düzenlenen bir kongrede kurulan Sosyalist Enternasyonal, Emperyalizme karşı eşitlikçi bir yeni düzen olarak sosyalizmle işçi sınıfının uluslar arası birliğini savunmak için kurulmuştur. Ancak Sosyalist Enternasyonal, tarih boyu bu amacından uzak sadece Amerikan Emperyalizmine hizmet etmeyi görev bilmiştir. Şimdi böyle bir örgütten ‘’Dünya Barışına ‘’ katkı koymasını Mazlum Milletleri Amerikan Emperyalizminden korumasını beklemek hayalcilikten öte bir adım bile gitmesi mümkün değildir.
Amerikan Emperyalizmine hizmet eden Sosyalist Enternasyonal geçenlerde 30 Ağustos ve 01 Eylül Tarihleri arasında Güney Afrika’da 24. Kongresini yaptı. Söz konusu bu toplantıda Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’da Genel Başkan Yardımcısı seçildi. Kılıçdaroğlu burada alınan önemli üç kararın altına da imza attı. Bu kararlardan birincisi Kürt sorunu ile ilgiliydi. Bu toplantıda Kürt sorununun Filistin sorunu ile aynı olduğu vurgulanıyordu. Dolayısıyla da bugün Filistin için nasıl meşru statülerinin tanınmasını istiyorsak şimdi de Kemal Kılıçdaroğlu ile Kürtler için aynı statüyü savunmuş olduk. Yani şimdi Filistin’nin vatan topraklarından kovulması ile Kürt sorunu bir midir? Bu toplantının sonuç bildirgesinden Cumhuriyet Halk Partisinin tabanının Kürt sorununa bakış açısı ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun bakış açısı arasında farklar olduğu ortaya çıktı. Daha geçenlerde Hüseyin Aygün depremini atlatamayan Cumhuriyet Halk Partisi maalesef şimdi de Sosyalist Enternasyonalin sonuç bildirgesinin altına koyduğu imza ile büyük bir çelişki yaşamaktadır. Gerek Hüseyin Aygün olayından gerekse Sosyalist Enternasyonal’in sonuç bildirgesinin altına konan imza yüzünden Cumhuriyet Halk Partisinin tabanı ile Kemal Kılıçdaroğlu’nun bakış açısı arasında ne kadar fark olduğu ortaya çıkmıştır. Hüseyin Aygün’ün Cumhuriyet Halk Partisi üzerinde yaratmış olduğu deprem daha henüz geçmemişken bu ikinci şok epey konuşulacağa benziyor.
Sosyalist Enternasyonal’in ikinci önemli kararı ise Kıbrıs ile ilgilidir. Sosyalist Enternasyonal, Adanın her iki toplumunu BM’nin çözüm önerileri doğrultusunda birleştirmeyi amaçlıyor. Bu hamlenin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sonu olacağını tahmin etmek herhalde zor olmasa gerek. Şu anda gerek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde gerekse ülkemizde bir anket yapılsa sonuç herhalde Kıbrıs’ın bağımsız bir devlet statüsünde kalması yönünde çıkar. Cumhuriyet Partisinin tabanının büyük bir çoğunluğu da aynı kararlıkta KKTC’nin varlığını savunur. Başbakan bile Türk Toplumunun Kıbrıs konusundaki hassasiyetinin farkına varmış olduğundan dolayıdır ki Kıbrıs’ın Birleşmiş Milletler nezdinde sosyal statüsünün korunması gerektiği inancına varmıştır. Yoksa Başbakan, ‘’Rumlar bir adım atarsa biz iki adım atarız ‘’ ve’’Çözümsüzlük çözüm değildir’’ söylemlerinden çark etmezdi. Yani Başbakan, Kıbrıs Davasının unutulmaz ismi ve Kuzey Kıbrıs Türk Devletinin kurucusu merhum Rauf Denktaş’ın çizgisine gelmezdi.
Sosyalist Enternasyonal’in üçüncü önemli kararı ise Suriye komşumuz ile ilgilidir. Sosyalist Enternasyonal Suriye’de Devlet Başkanı Beşşar Esat’ın gitmesinden yanadır. Sosyalist Enternasyonal da ABD gibi sözde muhalif dediğimiz silahlı terör örgütlerine destek vermektedir. Yeni yapılan bir ankette Türk halkı yüzde yetmiş dolaylarında Suriye’ye müdahaleye karşı çıkmaktadır. Bizler halkın tercihleri doğrultusunda Ülkenin çıkarlarını koruyacak isek Başbakan’ın Suriye bataklığına sürüklediği Ülkemizi bu bataklıktan çıkarmak olmalıdır. Yani işgalci devlet statüsünden hızla çıkmamız gerekmektedir. Geleceğin Asya Pasifik Ülkelerinde olduğunu fark etmemiz gerekmektedir. Komşularımız ile birlikte Amerikan Faşizmini bölgemizden uzaklaştırmamız gerekmektedir.
Şimdi sırası gelmişken burada bir teşhiste bulunacağım. Cumhuriyet Halk Partisinin Sosyalist Enternasyonal’in üyesi olma gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Eğer Sosyalist Enternasyonal’in kararları, Cumhuriyet Halk Partisinin tabanının görüşleri ile örtüşüyorsa mesele yoktur. Eğer gerek Kürt sorununun çözümü hakkında, gerekse Kıbrıs konusunda ve ABD’nin Suriye politikası hakkında Sosyalist Enternasyonal ile görüşlerimiz uyuşmuyorsa bir durum değerlendirmesi yapmamız gerekmektedir. Bu konuda ya tabanın görüşlerini dikkate alıp Sosyalist Enternasyonal’den çıkacağız ya da aynen Sosyalist Enternasyonalin almış olduğu kararlara uyacağız. Sosyalist Enternasyonal ile Ülkemizin çıkarları örtüşmüyorsa bu örgütten çıkılması halinde dünyanın sonu da gelmez. Ülkemizin çıkarlarını korumak yerine Sosyalist Enternasyonal’in çıkarları korumak Cumhuriyet Halk Partisinin kuruluş ilkeleri arasında yer almamaktadır.12.09.2012
SAİT BALCI
